Pazartesi, Eylül 24, 2007


Agatha ve Ben, Ben ve Agatha...


Yıldızlardan Kan Damlıyor... İlk okuduğum Agatha Christie kitabıydı. 13-14 yaşlarındaydım. Şu an konusunu pek hatırlayamasam da bu kitap, Agatha Christie kitaplarını araştırmama öncülük etmiştir.
İkinci olarak şu meşhur On Küçük Zenci'yi okudum, sanırım 16 yaşındaydım. Kitap beni fazlasıyla etkilemişti, öyleki - o zamanlar kitapları daha çok uyku öncesi okuyordum- sürekli olarak yattığım yatağın altına, kapıya bakıyordum korkarak. Korktuğumu hatta daha fazla korkacağımı bilerek okumaya devam ediyordum, korkuyu seviyordum ( Korku demişken, şu meşhur korku filmlerini de hiç kaçırmazdım, Elm Sokağı'nda Kabus ve 13. Cuma gibi...).
On Küçük Zenci, yazarın en sevilen kitaplarından. Ben de bir arkadaşım vasıtasıyla elime geçince okumak istedim, okudum, bir defayla da yetinmedim, iki-üç kez okudum. Şu an kütüphanemde yok ama olsaydı sanırım tekrar okurdum. Agatha Christie okumamış olanlara kesinlikle bu kitapla okumaya başlamalarını öneririm. Bu kitap, beni Agatha Christie kitapları koleksiyoneri olmak için şevke getirse de malumdur ki 79 kitabı bulmak ve toplamak oldukça zor, ki bu kitapların hepsi Türkçe'ye çevrilmemiş ne yazık ki.
Üçüncü olarak arkadaşlarla birlikte sahaftan satın aldığımız Morfin Ölüm Saçıyor'u okudum. Bu kitap da severek okuduğum bir Agatha Christie polisiyesi. Bu kitap, bende kaldı ve şimdi diğer Agatha Christie kitaplarının yanında kendi gibi sahaf kokan, başkaları tarafından okunmuş, sayfaları sararmış, belki cildi bozulmuş, arkasında 10 kuruş, 5 lira yazan eski basım arkadaşlarını bekliyor. Böyle diyorum, çünkü ben Agatha Christie kitaplarını eski basım olunca daha çok sevdiğimin farkına vardım. Kesinlikle sahaflardan edinilmeli ve öyle okunulmalı, yeni basımlar aynı lezzeti vermiyor fikrimce. Morfin Ölüm Saçıyor'dan daha sonra etraflıca bahsetmeyi düşünüyorum.
Sırasıyla Doğu Ekspresinde Cinayet, Ve Perde İndi, Ölümün Tam Zamanı... ( Üzülerek söylüyorum ki Doğu Ekspresinde Cinayet'i seyyardan aldığım için! kitap eksik sayfalı çıktı ve dolayısıyla fazla lezzet alamadan bitirdim kitabı. Bu da bana ders olsun!
Ve sonra... 3-4 yıl önce yine bir sahafa düştü yolum, tabiki Agatha Christie kitabı bulmak umuduyla. İzmir Kemeraltı'nda kedili bir sahaftı. Kedili diyorum, çünkü ben kedilerden ( kuşlar ve köpekler de bu aileye dahil) çok korkuyorum. Dükkanda birkaç kedi, ben korka korka kitapların üzerine uzanıp bana ters ters bakan ( korktuğum için bana öyle gelmiş de olabilir :-)) kediye rağmen rafların arasında dolaştım ve nihayet eski basım bir Agatha Christie kitabı buldum: Ölüm Kapıda Bekliyordu... Onu da tekrar okuyup yorumlarımı paylaşmak istiyorum en kısa zamanda.
Sonuncu olarak bana hediye edilen Kanatların Çağrısı. Yazarın kısa hikayelerinin toplandığı bu kitap beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğrattı. Romanlardaki tadı hikayelerde bulamadım ne yazık ki.
Şimdiye kadar okuduklarım bunlar... En yakın zamanda internet yoluyla sahaflardan eski basım Agatha Christie kitapları edinmeyi düşünüyorum. Özellikle On Küçük Zenci, Doğu Ekspresinde Cinayet, Nil'de Ölüm ve Acı Kahve kitaplarını kütüphaneme eklemek istiyorum.

Agatha Christie çok büyük başarısının ve çok sevilmesinin yanında benim için çok özel bir yazar. Nedense, Agatha Christie okudukça rahatladığımı hissediyorum. Hafızamda nasıl, ne zaman yer ettiğini bilmiyorum ama gerilim romanları okumanın, gerilim filmleri izlemenin insanı rahatlattığını duymuştum. Benim için çok doğru...
Ezcümle, Agatha Christie, dünyanın en önemli, en başarılı, en kendine has yazarlarından biridir ve mutlaka okunmalıdır.

8 yorum:

YILDIZNAF dedi ki...

Merhaba Boncuk Gozun annesi,
Iste bu yazina bayildim! Agatha'yi Agatha'nin sana yasattiklari ile okumak harika; bir de ne harika biliyor musun...Sayfalarina geldikce birbirinden guzel muzikler dinlemek. Dogan Canku ne guzel soylemis insanoglu hakkinda degil mi...
Dunyalarimiza gelince,
bu blog yazma isine girince sunu farkettim ki; aslinda hepimiz yalniziz ve paylasmak icin oluyoruz. Cogumuz yanimizdaki berimizdeki ile paylasamiyoruz cunku hepsiyle ayni frekansta degiliz. Fakat online olarak ayni frekansi bulmak daha kolay. Sayfalarina girip bakiyorsun, iste bu diyorsun, bu insan bana yakin dusunuyor. Yani anlayacagin hepimizin dunyalari cok kucuk. Ama diger sayfalari dolasarak daha cok anlar ve anlasiliriz. Kendini kapatma lutfen, cunku senin gibi birini taniyip nefes almaya bircok kisinin ihtiyaci var...

YILDIZNAF dedi ki...

Sooobeeelendiniz Guzel Bayan. Okudugunuz kitabin 187. sayfasini yazacaksiniz...

SERAP dedi ki...

Hadi bende sobeledim seni ama sen hala çıkmıyorsun ortaya:(

Unknown dedi ki...

Sevgili Yıldıznaf, öyle güzel yazmışsın ki beni çok mutlu ettin. Yorumlara cevap yazamadım bir haftadır evde değildim çünkü. dönünce,yorumları okuyunca çok sevindim. söylediklerinde kesinlikle haklısın frekans hususunda ben de aynı güçlüğü çekiyorum. son cümlene gelince, öyle olabilirsem ya da olduysam ne mutlu bana.
güzel yorumun için çok teşekkürler..
sobe konusuna gelince; en yakın zamanda yazacağım.

Adsız dedi ki...

Ben de Agatha'nın eski basımlarını daha çok seviyorum. Beş çayları, hizmetkarlar, büyük köşkler, vasiyetnameler, zehirler derken kendimi eski İngiltere'de buluveriyorum ve eski basımlardaki ifadeler bu ruh haline girmemi kolaylaştırıyor. :)

Belki şimdiye kadar farklı isimle yayılanmışlarını okumuşsundur ama ben yine de bir iki tavsiye de bulunmak istiyorum. Bir kere Roger Ackroyd Öldürüldü'yü şiddetle tavsiye ediyorum. (Katili öğrendiğimde hissettiğim şeyi hala hatırlıyorum, tüylerim ürpermişti resmen:) Sonra "Beş Küçük Domuz" da çok hoşuma gitmişti. Ayrıca "Sıfıra Doğru" "Ölüm Oyunu" "Mezopotamya Cinayeti" "Ve ayna Kırıldı" "Papazevinde Cinayet" ve "Ölümle Randevu" da sevdiklerimden.

Agatha'nın okumadığım çok az kitabı kaldı ama aklıma şimdilik bunlar geliyor. :)

Unknown dedi ki...

Sevgili Derya, öncelikle çok teşekkür ederim sayfama uğrayıp sesini duyurduğun için, hoş geldin.
yorumun beni ziyadesiyle mutlu etti, o bahsettiğin atmosfer sararmış sayfalarda daha kolay can buluyor kesinlikle.
Adını verdiğin A.C. kitaplarını ne yazık ki henüz okumadım ama Roger A. hakkında özellikle katilin kim olduğu hakkında daha önce yazar hakkında yaptığım araştırmalar doğrultusunda ufak bir bilgim oldu ama bu tabiki kitabı okumama engel değil,eski basım bulabilirsem hemen şu anda okuyabilirim onu. Yani her zaman A.C. için vaktim ve isteğim var. Umarım en yakın zamanda okuyabilirim.

Dizilerine gelince, bilgim var ama izlemedim henüz. Ama birkaç film versiyonunu izledim ve radyo tiyatrosu olarak dinledim, mesela On Küçük Zenci'yi dinlemediysen radyo tiyatrosu olarak muhakkak dinle, çok keyifli.
Yorumundan anladığıma göre iyi bir A.C. okurusun, hoşuma gitti bu.

yine bekleriz efendim, sevgiler...

Biblio dedi ki...

Agatha Christie okumanın tadı çok başka benim için de. Tüm kitaplarını edinmeye gayret gösteren biri olarak Yıldızlardan Kan Damlıyor'u hiç duymamıştım diyordum ki, meğerse Patrick Quentin'in kitabıymış. Maalesef çok sayıda sahte Christie var eski basımlarda. Ama anladığım kadarıyla Christie tadında güzel bir kitap.

Unknown dedi ki...

Sevgili Biblio, dikkatli bir okursun, gözünden kaçmamış :-)
Yazıyı yazdığım tarihe kadar A.C.'nin sandığım kitap, senin de belirttiğin gibi P.Q.'e aitmiş. Bunu ne zaman öğrendim, biliyor musun? Hani kitap fuarındaki sahaflardan aldığım A.Christie'lere yorum yazmıştın ya, işte o fuara gitmeden bir gün önce sahaflardan hangi kitapları alsam diye nette araştırma yaparken yazarın sahtelerinin de olduğunu öğrendim ve malum kitabın da sahte olduğunu. Ama uzun süre önce yazdığım yazıda düzeltme yapmak aklıma gelmedi doğrusu. teşekkürler hatırlattığın için.

sevgilerimle...