Pazar, Eylül 02, 2007


İTİRAFLARIM



Tolstoy





Tolstoy, Sheakespeare' den sonra dünya dillerine en çok tercümesi yapılan yazarmış, dolayısıyla Tolstoy okumamak olmaz. İtiraflarım, adından da anlaşılacağı üzere yazarın hayata ve inanca dair itiraflarını anlattığı felsefi bir kitap. Felsefeyle uğraşmayı seven benim içinse güzel ve dinlendirici bir kitap.

Tolstoy, Ortodoks Hristiyanlığına olan inancını 18 yaşındayken kaybetmiş, onun öncesinde de temelsiz bir inancı olduğunu yani yetiştiği çevreye ayak uydurduğunu söylüyor. İnancını kaybedince en önemli soruları sormaya başlıyor; "Ben kimim?", "Hayatın anlamı ne?", "Benim varlık amacım ne?", "Niçin yaşıyorum?" gibi sorulara bilim ve akıl yoluyla cevaplar arasa da aklın bu sorulara cevap vermede yetersiz kaldığının, her şeyin ötesinde bir irade bulunduğunun ve bunun da Yaratıcı olduğunun sonucuna varıyor.

"Ölmeye ve dirilmeye dair yüzlerce olay hatırladım. Gördüm ki ben yalnızca Tanrı' ya inandığımda yaşıyordum. Tanrı' yı düşünmem yetiyordu, o zaman hemen diriliyordum. O' nu unuttuğum, O' na inanmadığım zamanlarda ise, yaşam da yok oluyordu. Yaşamın bu diriliş ve ölümleri neydi? Tanrı' nın varlığına inancı kaybettiğimde, sanki yaşamla ilgili bağlarım da kopuyordu. Tanrı' yı bulmak konusunda az da olsa umudum olmasa, yaşamıma çoktan son verirdim. Fakat yaşıyordum. O' nu hissettiğim ve O' nu aradığım zaman yaşıyordum. Öyleyse O vardır. O, O' nsuz yaşanmayan şeydir."...

Bir varlık felsefesi, bir hayatı anlamlandırma uğraşı... İnancı sorgulayan, defalarca intiharın eşiğine gelen ama aradığı cevapları yine inançta bulan Tolstoy... "Akılsız, aklın içinde kalandır" demiş Necip Fazıl, Tolstoy da aklın dar çemberini yırtıp dinginliğe inançla eriyor. Tabi onun arayışı 82 yaşında bir tren istasyonunda hayata gözlerini kapayana dek sürüyor...



Hiç yorum yok: