Perşembe, Şubat 14, 2008


MACBETH

William Shakespeare

Bir süredir "Shakespeare" sevgisiyle doluyum. Önce Hamlet'i okudum, filmini de izleyince S.'in şiirsel diline, anlatım ve hayal gücüne, kıvrak ve keskin zekasına hayran kaldım. Bu İngiliz edebiyat dahisinin eserlerini okumak çok zevkli. Oyun türünü sevmeyenler bile Shakespeare karşısında susacaktır, diyorum.

Gelelim Macbeth'e: Yer İskoçya. Macbeth, İskoçya ordusunun komutanıdır. Norveç ordusunun isyanını bastırıp ülkesine dönerken yolda kendisini "Glamis Beyi, Cowdor Beyi ve geleceğin hükümdarı" diye selamlayan üç cadı ile karşılaşır. Cadılar ona, kendisinin kral olacağını söyler. Yanındaki komutan Banquo'ya ise hükümdar olmayacağını ama soyundan hükümdarların geleceğini söylerler. Cadıların söylediklerinin etkisinde kalan Macbeth, durumu eşi Lady Macbeth'e anlatır. Kocasındaki iktidar ateşini, sözleri ve planlarıyla daha da körükleyen Lady Macbeth, eşiyle birlikte önce kralın ölümüne, sonra komutan Banquo'nun ölümüne ve İskoç soylusu Macduff'un eşi ve çocuklarının ölümüne dek sürecek cinayetler silsilesini başlatırlar.

Cadıların gelecekten verdikleri müjdeli haberi gerçekleştirmek uğruna, her dönemin vazgeçilmezi hırs,iktidar tutkusunun elinde bir oyuncağa dönüşen Macbeth,cadıların kehanetine ( İnsandan doğmuş kimse Macbeth'e zarar veremez ve Birnam Ormanı ayaklanıp Dunsinane Tepesi'ne yürümedikçe Macbeth yenilmeyecektir.) güvenerek doğru bildiği yoldaki tüm engelleri ortadan kaldırmak için, vicdanının sesini susturup ( vicdanı arada ses verse de) Lady Macbeth'in de kışkırtmalarıyla sayılı iktidar günleri geçirir.

Ölen kralın oğulları, İskoçya ordusu, İskoç soylularının birliği ile Macbeth tahttan indirilir, nasıl mı İskoç soylusu Macduff'un kılıcıyla can vererek. Bu arada Lady Macbeth'i de unutmamak gerek: İşledikleri suçun etkisini üzerinden atamaz, gördüğü hayaller sonucu intihar eder.

Cadıların kehanetleri gerçekleşmiştir ama Macbeth de iktidar hırsının kurbanı olmuştur...

Tüm Shakespeare eserlerini okumak, oyun ve film olarak izlemek istiyorum... İnsanı, insana ait bütün duygu, düşünce ve eylemleri bu kadar dahiyane anlatan bir kalemin, hakkında ne denirse densin (malum eserlerinin asıl yazarının kim olduğu konusunda çeşitli fikirler öne sürülmüş) okunmayı hak ettiğini, hakkıyla okunmayı hak ettiğini düşünüyorum.

Aslında Shakespeare eserleri çok daha teferruatlı incelenmeyi hak ediyor ama ben naçizane okur kalemimle yazıya döküyorum, en azından konu hakkında bir fikir vermeye çalışıyorum. Gönül ne çok isterdi profesyonel anlamda bilgi birikimine sahip olup, tüm yazarları, yorum yazdığım tüm kitapları daha başarılı bir şekilde anlatmayı...

Sürç-i lisan ettiysek affola...

Macbeth'in yoldan tam anlamıyla çıkmamışken, Lady Macbeth'le olan diyaloğundan bir alıntı:
"Niyetimi mahmuzlayacak gücüm yok. Yalnızca atın üstüne sıçramaya çalışan tutkum var. O da gereğinden fazla sıçrayıp, zavallıca öbür yana düşüyor."

5 yorum:

400 Darbe dedi ki...

Niyetimi mahmuzlayacak gücüm yok. Yalnızca atın üstüne sıçramaya çalışan tutkum var. O da gereğinden fazla sıçrayıp, zavallıca öbür yana düşüyor."

Sabah sabah ne iyi geldi bu cümle . Bu bloğu seviyorum .

ilham perisi dedi ki...

Ozan bey sizde kaliteden anlıyorsunuz .O yüzden burdasınız bence.
Bende yeni keşfettim ve bırakasımda yok.Böyle içi dolu olan bir bloğum bize sunduğu için size teşekkür ediyorum arkadaşım.Sevgiler

Unknown dedi ki...

Sevgili 400 Darbe, kitapta öyle güzel ifadeler var ki, bu yalnızca biri. Beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim güzel sözleriniz için...

Sevgili Birgül, kaliteli bir blog olduğumu düşünmenize çok sevindim. Benim de üzerinde durduğum hassas konulardan biridir: kalite.
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için...

Öykücü dedi ki...

Shakespeare'e ben de hayranım.Hayalgücü ve muhteşem
anlatımı ile dahi sıfatını gerçekten hak ediyor.

Unknown dedi ki...

Sevgili Öykücü, hoş geldin... Bence de, kesinlikle...