Salı, Mart 18, 2008
BİR FORSANIN İTİRAFLARI
Erol Çatal
...
Sen nakkaşlar içinde en nadide nakkaşsın
Bırak, köklerini kavramaktan acizdi zaten toprak
Bir işe yaramadı heybendeki çakıl taşları
Tuzakları çözdün, sırlara erdin
Dindirmedi; azdırdı acılarını Lethenin büyülü ırmakları
Nafile;
Altına çevirdin tahtını, yükselttin krallığını
Fakat kayboldun köhne sarayların labirentlerinde
Yoruldun yağmur gibi yaşamaktan
Bak düştü elinden mızrak
Böyle mi olacaktı encamın ey Vaiz
Ey yıkık surların tamircisi
Zırhın zehirledi seni
Yankın yok
Görüntün silindi şimdi aynalardan
Aşk istedin ondan
Bütün aldananlar gibi
Eritmek istedin bu sihirli çözeltide kendini
Ama çöl sadece kum doldurdu yüreğine
Korkma, hiç bir gül kirletemez artık seni
Çünkü çöl kumuna karıştırdı som elmastan kalbini...
Şair olmak, şiir yazmak kolay belki ama şiir diye dizilen mısraların içe seslenişi her zaman mümkün olmuyor. Okuyucuyu çok zorlayan, yoran ve şiire tat veren lirizmin yoksun olduğu düz yazı benzeri şiirler, usta şairleri saygıyla anmamı sağlıyor. Ben yine usta şairleri; "Merdiven" şairini, Mona Rosa şairini, Sakarya Türküsü şairini, Han Duvarları şairini; Orhan Veli'yi, Cahit Sıtkı'yı, Ümit Yaşar'ı, şair Nazım'ı ve illa ki Yunus'u, Fuzuli'yi, Bâki'yi... Ruhumuzda yer eden tüm şairleri saygıyla anıyorum bir kez daha...
Sevemedim bu kitabı...
Şule yay., 42 sayfa, basım yılı 1999
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Roman ne kadar başkalarına birşey anlatmayı hedefliyorsa ,şiir o kadar içe dönük birşey galiba.Daha öncedende bu konuda yorumlaşmıştık zaten.Şiir kendimiz okuyalım diye yazılan birşey galiba:)
Sevgili Serap, kısmen dediklerine katılıyorum...
ben yazdigim siirleri birileri begensin diye yazmadim hicbir zaman..genelde benim siirlerimi begenmislerdir sizin gibi begenmeyenlerde cikabiliyor bunun icin yapabilecegim bir sey yok ama siz beni okumayarak kendiniz icin birsey yapabilirsiniz ayrica ben kendimi kimseyle kiyaslamadim bu gune kadar bazi mistik sairler gibi yazmak istedim sizin yazdiginiz sairlerin son ucu disinda bana uygun sair yok erol catal
Sevgili ve Sayın Erol Çatal -gerçekten sizseniz- çok sevindim yorum yazmanıza ve de çok şaşırdım.
Öncelikle şunu belirtmek isterim, bu yorumu ve tüm kitap yorumlarımı yazarken hiçbir yazarı rencide etmek gibi bir düşüncem yok. Umarım siz de aksini düşünmemişsinizdir. Ben sadece bir okur gözüyle yorumluyorum okuduğum kitapları.
Kitabınızdan sadece bu şiiri beğendim ve bu şiire yer verdim blogda ama yorumum genel anlamda şiirlerinizeydi.
Tabiki şiirlerinizi kimseye beğendirmek zorunda değilsiniz. Ama kabul etmelisiniz ki sadece kendiniz için yazmış olsaydınız şiirlerinizi iki kapak arasına sıkıştırıp yayınlamaz ve okurların beğenisine sunmazdınız. Hiçbir yazar yazdıklarını sadece kendisi için yazmaz, haksız mıyım? Şiirlerini okuyucuyla paylaşma gereği duyan her şair, her türlü yoruma hazırlıklı olmalıdır. Beğenen de olur, beğenmeyen de.
Tabiki bunların hiçbiri sizin şiir yazmanızı engelleyemez.
Ben sizin başka kitaplarınız var mı bilmiyorum sadece bu kitabınızı okudum ve yorumladım. Beğeni göreceli bir kavram olduğuna göre sorgulanmamalı bence.
Ama şunu da belirteyim, şiirlerinizdeki sembolik ifadelerin bazılarını gerçekten başarılı buldum ve bu şiirdeki sizin deyiminizle mistik havayı yakaladım. Çünkü ben de kendimce birşeyler yazıyorum ve ben de yazarken o mistik hava dalgasında buluyorum kendimi.
Son üç şaire gelince, şairlerin sultanlarına, onların izinde gidebilmek, onları rehber almak çok doğru bir seçim olur. Bu seçiminiz ve beğeninizden ötürü tebrik ediyorum sizi.
Umarım yorumum açıklayıcı olmuştur.
Sizi bu blogda tekrar görmek beni çok mutlu edecektir.
Çok teşekkür ederim, yorumunuz için.
Yazmaya devam edin, biz de okuyalım.
Sevgiler, saygılar...
Yorum Gönder