Cuma, Eylül 14, 2007


YAH LALE


Alexandre Dumas





Sevdiğim bir yazardan tavsiye edebileceğim bir kitap daha. A. Dumas, 300'e yakın eser vermiş, edebiyat dünyasında "Roman fabrikası" lakabı ile anılıyor. Bu yönüyle bizim edebiyatımızdan Ahmet Mithat Efendi'yi çağrıştırıyor bana. İki yazarın da eserlerini okumayı seviyorum, sanırım bol olaylı, sürükleyici kitaplar, okumayı zevkli kıldığından olsa gerek iki yazarın kitapları benim favorilerim arasında.

Gelelim Siyah Lale'ye: Kitap konu olarak 17. yy Hollandası'nda döneme damgasını vuran "lale yetiştirme" tutkusunu anlatıyor, yanında aşk, kıskançlık ve tarihi gerçeklerle birlikte. Romanın kahramanı Cornelius Van Baerle oldukça zengin bir doktordur. Hem parasını değerlendirmek hem de güzel bir uğraş edinmek için dönemin en zarif ve pahalı uğraşlarından olan lale yetiştiriciliğine başlar. Hobi olarak başladığı bu iş kısa sürede hayatının tek gayesi olur. O sırada Haarlem Çiçekçilik Cemiyeti siyah lale yetiştirene büyük ödül vereceği bir yarışma düzenler. C.V. Baerle de siyah lale soğanı oluşturmak için çalışmalara başlar. Tabi onun gibi lale yetiştiricisi olan kıskanç komşusu Isaac Boxtel , C.V. Baerle'nin her yaptığını takip etmektedir. Baerle'nin siyah lale soğanını yetiştirdiğini düşündüğü an, ona iftira atar ve onu tutuklatır. Cornelius, ömür boyu hapse mahkum olur. Yetiştirdiği üç siyah lale soğanını üzerinde saklayarak hapse girer. Burada tanıştığı gardiyanın kızı Rosa'ya aşık olur ve onun sayesinde hapishanede siyah laleyi yetiştirirler, büyük ödülün sahibi olurlar. Kıskanç komşu da cezasını bulur. "Kötülük hiçbir zaman cezasız kalmaz", A. Dumas'ın kitaplarındaki mesajlardan biri de bu ve bu düşünceye en uygun örnek bir diğer kitabı Monte Kristo Kontu.

Kitap, C.V.Baerle'nin hapisten çıkıp Rosa'yla birlikte yeni bir yaşama adım attığında, evinin kapısının üzerine yazdığı şu cümleyle bitiyor:
"Bazen bir insan 'Çok mutluyum' diyemeyecek kadar çok acı çekmiş olabilir."
Bana çok dokunaklı geldi, ya size?...

8 yorum:

Eski dedi ki...

bu kitabı bende ortaokul zamanımda okumuştum olayları tam hatırlayamıyorum şimdi ama postunuzu okuyunca anımsadım..

sürükleyici güzeldi çabucak bitmişti elimde

Unknown dedi ki...

tekrar hoşgeldiniz...Yorumunuz için teşekkür ederim...
evet, güzel bir kitap. Madem Siyah Lale'yi okudunuz ve beğendiniz, o zaman size Monte Kristo Kontu'nu da okumanızı öneririm, çok beğeneceğinize eminim...

Butterfly dedi ki...

14 eylülde dogdum, eylül ayında 14 yazı yazmışsın:) siyah laleleri okuduğumda henüz ne demek istediğini anlayamayacak akdar küçüktüm ama buraya bakmam falgibi oldu, acaba 14 unde ne yazmıssın dıye:)

Unknown dedi ki...

:-)) Kitabı tekrar okumanı öneririm kitaplığında varsa. Alexandre Dumas okumayı seviyorum. Tavsiye ederim, güzel bulacaksın...
sevgiler...

Kendimin gurbetiyim dedi ki...

Sayfanızı çok beğendim... Sadece bunu belirtmek istemiştim, fakat nereye yazabileceğimi bilemediğim için buraya yazıverdim...

Unknown dedi ki...

merhaba, hoş geldiniz... teşekkür ederim, yine beklerim...
blog dünyasına hoş geldiniz...

Su dedi ki...

hımm..

Blogumun adıdır kendileri...


:)

lynn dedi ki...

merhaba...
blogun tamamına bakmadım dolayısıyla bilmioyrum belki okumuşsunuzdur ama üç silahşörleri kesinlikle okumanız öneririm..
çok sürükleyici.
bir de michel zevaco nun pardayanlarıyla devam ederseniz süper olur=)))