Pazar, Mart 02, 2008


KREUTZER SONAT


Tolstoy

T
olstoy'un anlatımını seviyorum. Meşhur Savaş ve Barış'ını okumadım ama yıllar önce İçimizdeki Şeytan isimli hikaye seçkisini okumuş,hikayelerindeki özü ve felsefeyi sevmiştim. Birkaç ay önce de en meşhur hikayelerinden olan İnsan Ne ile Yaşar, Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli ve İnsana Ne Kadar Toprak Lazım hikayelerini okudum. Sevgi, açgözlülük, kıskançlık, nefret ve insana ait pek çok duyguyu içimize işleyecek bir anlatımla hikaye etmiş yazar.
Ve İtiraflarım...Okuyup, daha önce blogda yorumlamıştım.
Kreutzer Sonat da yazarın bir başka önemli eseri.

Gelelim kitaba: Yayınlandığı ilk yıllarda her ülkede sansür tehdidiyle karşılaşmış bu kitapta, yazarın evlilik kurumu ile ilgili düşünceleri, evlilikte kadın-erkek ilişkisi roman kurgusunda anlatılmış.

Konu kısaca şöyle: Kitabın baş karakteri Pozdnişev, uzun bir tren yolculuğunda kompartımanında, evlilik, kadın-erkek ilişkileri, aşk ve sevgi konulu bir sohbetin içinde bulur kendini. Söylenenlerin kendi yaşadıklarıyla zıt oluşu, içindeki ateşi alevlendirir ve hararetli bir şekilde yaşadıklarını,neden evliliğe inanmadığını anlatır, adeta hayatını özetler karşısında oturan roman anlatıcımıza.

Pozdnişev evlidir ama kıskançlık ve şüphelerle dolu bir evliliktir bu. Yıllar geçtikçe her şey sorun olmaktadır ve kahramanımız küçük şeylerden kuşku duyacak hale gelmiştir. Eşiyle birlikte piyano çalmak için evlerine gelen bekar müzisyen arkadaşı, yeni kıskançlık konusudur. Bu kıskançlığı, eşinin ölümüne neden olacak olsa da, eşinin son nefesini vermesini bekleyecek kadar nefret doludur ona. Pişmanlığı, eşinin ölü yüzünü gördüğünde hissedecektir.

Tolstoy, kahramanı Pozdnişev'in ağzından evlilik kurumuyla ilgili düşüncelerini aktarır okuyucuya. Bu düşünce, Yaratıcı'ya götüren yolda ve insani ilişkide asıl sevgiye engel gördüğü için, "cinsel aşk"tan evlilik öncesi ve evlilik sırasında kaçınmak gerektiği düşüncesidir.

Bu mevzuyla ilgili kendince tespitlerini de aktarmış. Evlilik hakkındaki tespitleri kısmen doğru olsa da, fikrimce yine de uç noktada, ideal bir din anlayışına sahip olduğunu düşündürüyor insana.

Kitabın adının okunuşu hakkında değişik söylemler var, biri: Kröyçer Sonat şeklinde.

Kitap ismini,Ludwig van Beethoven'ın 1802-1803 yılları arasında yazdığı op. 47 la majör 9 numaralı üç bölümlü keman-piyano sonatından alıyor. Yazar kitaba bu adı vererek müziğin duyguları harekete geçiren -ki özellikle kötü anlamda- yönüyle, kitaptaki, müziğin ortaya çıkardığı ve beslediği "yanlış aşk"ın hikayesini işliyor.

Enteresan bir kitap. Hakkında pek çok yazı okudum, hepsinin ortak noktası: İnsanı evlilik düşüncesinden soğutuyor olması.

Peki yazar yani Tolstoy, hiç evlenmemiş mi? Evlenmiş, kitabı da zaten kendi ilişkisinden esinle yazdığı söyleniyor.

Okunmalı mı? Size kalmış ama bence, evet okunmalı...

5 yorum:

Zeynep B. dedi ki...

iyi ki gelmişsin bana...yoksa blogunu hic bilemeyecektim. BUndan sonra takipteyim..

Unknown dedi ki...

teşekkür ederim, hoş geldiniz...
her zaman beklerim.
sevgiler...

Binnur A. Ö. dedi ki...

Merhabalar,

Zamansız bir andagöz attım ama görebildigim kadarıyla sizin de blogunuz cok hoş....

Tekrar gelecegim.
sevgiler
Binnur A. Ö.

400 Darbe dedi ki...

Kitabı okumadım ama sonatı bilirim . Bir rus ve bir almanı birarada görmek çok hoştu :)

Unknown dedi ki...

Sevgili Binnur, hoş geldiniz... teşekkür ederim güzel sözlerinize...
her zaman beklerim.
sevgiler...

Sevgili 400 darbe, ben de sonatı dinlemedim ama kitabı okudum :-)