Cuma, Eylül 26, 2008

THE WRONG MAN

1956, ABD yapımı bir Alfred Hitchcock filmi. Dilimize Lekeli Adam olarak çevrilen film hikayesini gerçek bir olaydan alıyormuş. Film, açılışı Alfred Hitchcock'un şu sözleriyle yapıyor:
"Ben, Alfred Hitchcock. Bugüne kadar size çeşitli türlerde gerilim filmleri sundum. Ama bu kez daha farklı bir şey görmenizi istiyorum. Farkı gerçek bir hikaye olmasından kaynaklanıyor kelimesi kelimesine."

Başrollerinde Henry Fonda ve Vera Miles'in oynadıkları The Wrong Man'in konusu şöyle:
-açıklayıcıdır bilginize-
Christopher Emmanuel Balestrero ya da Manny evli ve iki çocuk babası, kendi halinde yaşayan bir kontrbas sanatçısıdır. Borçları vardır ve karısının diş tedavisini yaptırabilmek için paraya ihtiyacı vardır. Karısının sigorta poliçesini bozdurmak için sigorta ofisine girer. Ama o kapıdan girer girmez bakışlar ona çevrilir. Manny durumu farketmez, işini bitirip evinin kapısına geldiğinde polisler karşılar onu ve karakola götürürler. Manny ailesine bile haber veremez. Gittiği sigorta ofisini bir süre önce soyan hırsızın o olduğu suçlaması vardır. Ofisteki bayanlar onun soyguncuya çok benzediği yolunda ifade verirler. Yine aynı soyguncunun soyduğu dükkanlarda tatbikat yaptırılır ona. Ve soyguncunun ofiste veznedeki kıza yazdığı notun aynısını Manny'den de yazmasını isterler ve o da yazar. Bu Manny için hiç iyi olmaz çünkü hırsızla aynı yanlışları yapmıştır.Hapse atılır. Mahkemeye çıkarılır ve kefaletle serbest bırakılır. Eşiyle birlikte bir avukat bulurlar. Avukat onlardan soygunun yapıldığı tarihte nerede olduklarını ispatlayan deliller, tanıklar istemektedir. O tarihte tatildedirler ve gittikleri otelde Manny'nin oyun oynadığı iki adam aradıkları tanıklardır. Otelden iki adamın adresini alırlar. Ama ne yazık ki evlerine gittiklerinde iki adamın da ölmüş olduklarını öğrenirler.


Yapacak bir şeyleri kalmamıştır artık. Karısı kendini suçlamaya başlar ve aklını kaybeder. Manny onu hastaneye yatırır. Ve dava sürerken bir gün gerçek soyguncu soymaya çalıştığı bir dükkanda iş üstünde yakalanır. Karakola getirilir, gerçek anlaşılır ve Manny serbest bırakılır. Karakolda soyguncu ve Manny'nin karşılaşma sahnesinde Manny şöyle der ona:


"Karıma ne yaptığını biliyor musun?"


Manny mutlu haberi vermek için karısının yattığı yere gider ama karısı tepki vermez...
Ve ekranda beliren yazıdan karısının iki yıl daha tedavi gördüğünü öğreniriz...
..............................



Film, Maxwell Anderson'ın "The True Story of Christopher Emmanuel Balestrero" adlı kitabından sinemaya uyarlanmış.

Klasik Hitchcock filmlerinden farklı. Öncelikle hikayesi gerçek bir olaydan alınmış. Gerilimden ziyade dram ön planda. Okuduğum, hakkında yapılan eleştirilere rağmen
ben filmi beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle Henry Fonda, rolünün hakkını çok iyi vermiş.


bir Alfred Hitchcock filmi
1956, ABD

105 dk.

Türkçe altyazılı
siyah-beyaz


IMDb puanı 7.5/10.

Hiç yorum yok: