Perşembe, Kasım 13, 2008


THE ELEPHANT MAN / FİL ADAM


Film, Joseph Carey Merrick isimli İngiliz vatandaşının 1862-1890 yılları arasındaki kısa ve acı dolu yaşamını anlatmakta.

Gerçek hayattan kitaba, kitaptan da sinemaya uyarlanan filmin başrollerinde
"Fil Adam" rolüyle John Hurt ve "Doktor Frederick Treves" rolüyle Anthony Hopkins var.
1980, ABD- İngiltere ortak yapımı filmin yönetmeni ise David Lynch.

Her sinemaseverin muhakkak izlemesi ve film arşivlerinde yer vermesi gerektiğini düşündüğüm filmin konusuna gelince:

-açıklayıcıdır bilginize-

Doktor Frederick Treves, 1880'lerin Londrası'ndaki bir gezici sirkte fil adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan John Merrick'ten haberdar olur ama onu göremez. Merakını yenemeyen doktor fil adamın sahibi olduğunu söyleyen adamı bulur ve ona fil adamı görmek istediğini söyler. Adam, para karşılığında fil adamı gösterir doktora ve hikayesini anlatır:
"Fil Adam" John Merrick, annesi ona hamileyken Afrika'da bir fil tarafından çiğnenmiş ve anormal bir anatomiyle doğmuştur. Doktor, gördüğü şey karşısında korku, şaşkınlık ve acıma duyguları arasında kalır ve bir damla yaş düşer gözünden.
Doktor, adama "Fil Adam"ı çalıştığı hastaneye getirmesini söyler.

Ve "Fil Adam" hastaneye getirilir kafasına sadece tek gözünün açık kaldığı bir maske geçirilmiş olarak. Doktor, onunla konuşmaya çalışır ama John Merrick sadece hırıltılı ses çıkarabilmektedir. Doktor, "Fil Adam"ı toplantıda diğer doktorlara da gösterir ve sonra onu sahibi Bytes'ın yanına gönderir. Bytes, geç kaldığı bahanesiyle ona işkence eder. Doktor John Merrick'i tekrar gördüğünde işkence gördüğünü anlar ve onu hastaneye götürür. Ona bir oda verir.

Hastanenin başhekimi durumu öğrenir. İyileşmesi olanaksız hastaların yerinin hastane olmadığını söyler. Hastane çalışanları da izolasyon odasındaki John Merrick'in varlığından hoşnut değillerdir.Hastane başhekimi doktora J.Merrick'i görmek istediğini söyler. Doktor, J.Merrick'e başhekim geldiğinde cevaplayabilmesi için birkaç cümle ezberletir. Başhekim gelir, J.Merrick ezberlediği cümleler dışında bir şey söyleyemeyince başhekim onun konuşabildiğini ama anlamadığını düşünür. Ve doktorla odadan çıkarlar ama odadan gelen ses üzerine odaya tekrar girdiklerinde J.Merrick'in doktorun ezberletmediği bir pasajı okuduğunu görürler. J.Merrick okuma-yazma bildiğini ama konuşmaktan korktuğunu söyler onlara.Bu arada J.Merrick gazetelerde yer almaya başlamıştır.

Hastane bekçisi bir gece J.Merrick'in odasına gelir ve ona, onu görmek isteyen arkadaşları olduğunu söyler. Ve gazete haberinden sonra devamı da gelecek olan ziyaretler başlar. Ama bu ziyaretlerden kimsenin haberi olmaz.

Doktor, John Merrick'i eşiyle tanışması için evine davet eder. J.Merrick tanışmadan sonra ağlamaya başlar. Doktor, ağlamasının nedenini sorduğunda ona şöyle der:
"Sadece...alışık değilim...güzel bir bayan tarafından iyi davranılmaya..."

Hastanedeki odasına döndüğünde bir ziyaretçisi vardır. Gazetedeki haberden sonra tiyatro oyuncusu Bayan Kendal, J.Merrick'le tanışmaya gelmiştir. Ona bir fotoğrafını verir ve yanında okuması için kitap getirmiştir. J.Merrick, "Romeo ve Jülyet"i okumaya başlar ve Bayan Kendal da ona eşlik eder. Ardından yanağından öper onu ve şöyle der: "Siz gerçekten bir Fil Adam değilsiniz. Siz Romeo'sunuz..."
Bir damla gözyaşı düşer John Merrick'in yanağına...

Bayan Kendal'ın ziyareti gazetede yer alınca ardından burjuva da John Merrick'i ziyarete gider. Merak ve gösteriş duygusuyla yapılsa da bu ziyaretler,John Merrick çok mutludur. Başhemşire ise bu ziyaretlerin gerçek nedeninin farkındadır ve bunu doktora da söyler.

Doktor evine döndüğünde kendisiyle büyük bir hesaplaşma içine girer. Ve karısına John Merrick'i sirkte çalıştıran Bytes'la kendisi arasında benzerlik olduğunu söyler ve "Bu sefer lunapark yerine hastanede..." der.

Hastane yönetim kurulu toplanır ve John Merrick'in durumu hakkında fikir birliği sağlamaya çalışırlar. Bir doktor dışında diğerleri J.Merrick'in hastanede kalmasında hemfikirdirler. Toplantı sırasında kraliyet ailesinden prenses gelir ve kraliçenin mesajını iletir. Kraliçe hastane yönetim kuruluna John Merrick'e sahip çıktıkları için teşekkür etmektedir. Ve yönetim kurulu J.Merrick'in ömür boyu hastanedeki odasında kalmasına ve masraflarının hastane tarafından karşılanmasına karar verir.

Gece olunca bekçi yine ziyaretçileri getirir. Ziyaretçilerin arasında Bytes da vardır. Sabah olduğunda doktor J.Merrick'in odasına gelir ama onu bulamaz.
Bytes, J.Merrick'i kaçırmıştır.

Doktor, gece hastanede olanları öğrenir, bekçi kovulur ama John bulunamaz.
Bytes, John Merrick'le birlikte Fransa'ya kaçmıştır. Fil Adam'ı sirklerde göstermeye devam eder. Ama J.Merrick, artık yorgun düşmüştür ve Bytes onu cezalandırmak için maymunlarla birlikte kafese kapatır. Ona acıyan diğer sirk göstericileri kafesten çıkmasına ve ülkeden kaçmasına yardım ederler. Onu Londra'ya giden bir gemiye bindirirler. John Merrick artık yalnızdır. Gemiden inince tren istasyonuna gider maskesi başında olarak. İnsanlar peşine takılır, maskesini çıkarırlar ve istasyonun bir köşesinde onu sıkıştırırlar. Ve bağırır John Merrick onlara:
"Ben bir fil değilim... Ben bir hayvan değilim... Ben bir insanım...İnsanım..."

İstasyona gelen polis onu alır ve hastaneye geri götürür. Doktor hiç çekinmeden sarılır ona. Bayan Kendal, gösterisine John Merrick ve doktoru davet eder. Perde kapandığında gösteriyi özel konuğu J.Merrick'e adadıklarını söyler. Ve ona "sevgili arkadaşım" diye hitap eder. Salonda büyük bir alkış kopar.

Gece olduğunda yatmak üzere yatağına gider J.Merrick ama bu sefer duvardaki resimde olduğu gibi yatağında uzanarak uyumak ister. Vücudunun anormalliği yüzünden yatağında oturarak uyumuştur o geceye dek. Ve o gece bütün yastıkları kaldırır yatağından ve uzanır yatağına...

......................................................................

İki başrol oyuncusunun da mükemmel performans sergilediği yürek burkan bir film.
Gözyaşlarınızı tutamayacağınız sahneler bol.
Hikayenin gerçek oluşu (kısmen) filmi daha da etkili yapıyor.

izleyin...


bir David Lynch filmi

1980, ABD-İngiltere yapımı

biyografi, dram, tarih

siyah-beyaz

Türkçe altyazılı

124 dk.

IMDb puanı 8.4/10. Top 250'de 84. sırada.

2 yorum:

zero dedi ki...

Üniversite yıllarımda kütüphanenin bir köşesindeki minicik tv'nin karşısına geçip kitlenerek izlediğim ilk Lynch filmiydi. çok etkilenmiştim. o gün bugündür arşivimde yerini almış bir filmdir, şimdilerde bir kez daha izlemeli, hatırlattığın için teşekkürler:)

Unknown dedi ki...

merhaba zero, ben de yorumun için teşekkür ederim. Bu kadar güzel bir filme yorum gelmeyince üzülmüştüm, arşivlik bir film çünkü.
Filmden ben de çok etkilendim,iki kez izledim filmi.

sevgiler...