Pazar, Haziran 07, 2009


ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR

Ahmet Ümit

Polisiyeyi seviyorum, ama sadece kurgu olanı. Hele ki bu son zamanlarda insanı, insanlığından utandıran, insanın kanını donduran ülkemin haberlerini okudukça, duydukça (izlemiyorum!) Allah tüm polislere kolaylık ve sabır versin diyorum. Kurgu sahnesinde polisin, komiserin yahut dedektifin bir cinayeti aydınlatma sürecini heyecanla ve merakla beklerken gerçek hayatta bu kötü olayların sonuca bağlanma sürecini de tüm sağduyulu, aklı başında ve empati kurabilen, başkasının acısına kendi acısıymış gibi yaş döken, onun için canı gönülden üzülen insanlığı ölmemiş tüm insanlar gibi sabırsızlıkla beklerken, ona ilave adaletin ne kadar esnek bir kavram olduğunu, kati çizgilerinin olmayışını da düşünüyorum. Oysa kesinkes ve dönüşümsüz, hayatla ilişiğin bitirilmesi gibi bir ceza fikrimce adalet kavramının tam manasıyla ifade edilebilmesi için gerekli...
Söylemek istediğim çok şey var aslında ama bir kitap yorumunun içinde bu kadar dertlenme yeter diyerek geliyorum asıl mevzuya:

Polisiyeyi seviyorum demiştim. Polisiye roman, hikayeye oranla daha keyifli gelir bana. Nitekim pek beğendiğim Agatha Christie'nin dahi hikayeleri beni hayal kırıklığına uğratmıştır ( Kanatların Çağrısı / A.C.) ama elimde tuttuğum bu kitap, yakın zamanda tanıştığım yazarın, roman kadar hikaye türünde de polisiyenin hakkını verebildiğini ve bu konuda gerçekten başarılı olduğunu bu okura göstermiş oldu.

Şeytan Ayrıntıda Gizlidir, on sekiz polisiye öyküden oluşuyor. Özellikle, üniversiteli üç gencin ünlü bir ses sanatçısını kaçırıp üzerinde gerçekleştirdikleri "üstinsana geçiş" deneyini ve üç gencin ölümüyle sonuçlanan hikayeyi anlatan "Çin İşkencesi", kirli işlere bulaşan eczacı çırağının esrarengiz ölümünü aydınlattığı "Onur Eczanesi", görünürde sa.ta.nist cinayetine benzeyen ama arkasında bambaşka bir tezgah olan, kitaba adını veren "Şeytan Ayrıntıda Gizlidir", canlı yayın esnasında zehirlenip ölen VJ kzın hikayesi "Dilin Kemiği" ve felâket tellâllığı yapan deprem uzmanının trajikomik ölümünü anlatan "Faylar Kırılmadan" hikayelerini pek başarılı buldum.

Beyoğlu Rapsodisi ve Patasana'yla devam etmeyi düşünüyorum tabi biri benden önce davranıp kütüphaneden almazsa. İkinci olasılık, yazar keşfi yapabilirim. Aklımda bir-iki yazar var ama kütüphanedeyken kararsız kalıyorum. Bakalım bu haftanın kitapları hangileri olacak, kendi tercihimi merakla bekliyorum :-)


Doğan Kitap, basım yılı 2007 (ilk basım 2002), 179 syf.

2 yorum:

YILDIZNAF dedi ki...

Ben de severim Ahmet Umit'i ama bu tur hikayelere hazir degilim herhalde...soyle kisa dogru belki...

Seker Kiz bekliyoruz yeni kitap tanitimlarini...

Mavi gozlu boncuga ve sana kucak dolusu opucukler....

SERAP dedi ki...

Kütüphaneye taze taze "Kukla " kitabıda gelmiş.İlk alan ben oldum:)Son kitabınıda babalar gününde migrostaki %40 indirimden aldım.Sanırım geriye öyküleri kalıyor.Hiç aklımda yokken külliyatı ilk tamamlanan yazar olacak galiba...Hep senin yüzünden şeker kız:)