Salı, Mart 23, 2010

TÜRK ROMANINA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ 1
Ahmet Mithat'tan A.H.Tanpınar'a

Berna Moran

Türk romancılığı üzerine yazılmış inceleme/eleştiri türünde okumalar yapmayı bir süre önce kafaya koymuştum. Okuduğum bir kitabın hangi dönemde, hangi koşullar altında yazıldığını, dönemdaşı edebi eserlerin mukayesesini, hangi tür konuların nasıl üslûplarla işlendiğini merak etmiş ve bunların bilirkişi tarafından yazılmış incelemelerini okumanın iyi bir okur olma adına gerekli olduğunu düşünmüştüm ve bu noktada en mühim isimlerden biriyle Berna Moran'la tanıştım nihayet. Yazarın üç ciltlik incelemesinin ilk cildiyle başlangıcı yaptık. Diğer iki cilt de okuma listemizde yerlerini aldı.

Yazar bu ilk cillte; Batı romanından çevirilerle ve taklitlerle başlayan Türk romancılığını, Tanzimat Dönemi ve sonrasında gelişen Batılılaşma hareketlerinin o dönem romanlarına etkilerini, "toplum için sanat" ve "sanat için sanat" gibi iki ayrı amaca hizmet eden anlayışla yazmış Ahmet Mithat Efendi'den Ahmet Hamdi Tanpınar'a kadar sekiz romancıya ve kimi eserlerinin incelemesine yer vermiş.

Yazar, Ahmet Mithat Efendi'nin Hasan Mellah, Felâtun Bey ile Rakım Efendi ve Müşahedat romanları (Ahmet Mithat Efendi; Batı romanını taklit eder, meddah ve âşık hikayelerinden yararlanır, kıssadan hisse çıkarır, okura soru sorar ve okurun sorabileceği muhtemel sorulara cevap verir. Yine yazar, okumayı sevdirmek ve okuma alışkanlığı kazandırmak gibi bir misyon üstlenmiş ve çok sayıda esere imza atmış.), Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası, Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Şıpsevdi, Halide Edip Adıvar'ın Sinekli Bakkal, Yakup Kadri K.'nın Kiralık Konak ve Yaban, Peyami Safa'nın Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Ahmet H.Tanpınar'ın Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanlarını incelemiş ve sözü geçen isimlerin diğer eserlerinden de kısaca bahsetmiş.

İncelemenin içeriğinden kısa bir paylaşım yapacacak olursak: Tanzimat Dönemi ve sonrası edebiyatında roman karakterlerinin Batı ve Batılılaşma kavramlarıyla olan etkileşimini yazarlar, alafranga züppe karakterler (Ahmet Mithat'ın Felâtun Bey karakteri, Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası'ndaki Bihruz karakteri gibi) ve alaturka bozulmamış karakterler oluşturarak vermişlerdir ama Felâtun Bey'in karşıt bir karakteri Rakım Bey varken Bihruz için böyle bir durum yoktur. Peyami Safa'nın seçtiği karakterlerde de yine bir Doğu-Batı çatışması mevcuttur ama burada Doğu maneviyatı, ruhu; Batı da maddiyatı temsil eder ve bu da daha çok psikolojik çözümleme demektir.Tanpınar da ise bu durum Doğu temelleri üzerine Batı'yı kendimize, geleneklerimize, kültürümüze uyarlayarak yerleştirmek manasındadır yoksa Batı'yı olduğu gibi alıp Doğu köklerimizi atmak üzerimizde iğreti duran bir elbisenin durumundan daha ileri gidemeyecektir.

Berna Moran, seçtiği romanları masaya yatırırken eserin yazıldığı dönemi, yazarın o eser öncesi üslûbunu, söz konusu eserdeki üslûbu, eserin tekniğinde varsa yenilikleri, eserdeki ideolojik yapıyı, karakter seçimlerini, konuyu, temayı, eserin varsa yabancı eserlerle olan benzer yönlerini, Türk romancılığına getirdiği ilkleri, eserdeki kuvvetli ve zayıf yönler gibi bilgileri ve daha fazlasını okurla paylaşmış ve bunu yaparken de sıkıcı olmamayı başarmış, hatta neredeyse bir roman kadar sürükleyici bir anlatımla okura, bilgilendirmenin yanında tam manasıyla keyif veren bir kitap ortaya çıkarmış. Ki kendi okumalarımdan bilirim sürükleyici bir roman diye elime aldığım kimi kitapları başladığımdan aylar sonra bitirebilmişimdir. Ama bu kitabı bir inceleme kitabının ortalama okunma hızı ne kadar olabilirse onun yarı döneminde okuduğumu söyleyebilirim. Kitapta incelenen çoğu eseri okudum, okumadıklarım hakkında az da olsa bir bilgim vardı. Ama bu eleştiri, okuduğum kimi kitapları (özellikle Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü) daha net anlamlandırabilmeme yardımcı oldu. Bir de Peyami Safa kitaplarını
-okuduklarım dahil- tazelenmiş bir bakış açısıyla okumam gerektiği uyarısını aldım yazarın kaleminden.
Yazar ikinci ciltte Sabahattin Ali'den Yusuf Atılgan'a, üçüncü ciltte Sevgi Soysal'dan Bilge Karasu'ya alt başlıklarını kullanmış. İnanıyorum ki bu iki cilt de bana aynı keyfi yaşatacaklar.

Berna Moran benim için bir keşifti, ziyadesiyle mutlu olduğum bir keşif...


İletişim Yayınları, basım yılı 2009 (ilk basım 1983), 336 syf.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Daha lise yıllarında tanıştığım Berna Moran'ın bu 2 ciltlik kitabı gerçekten muhteşem. Kesinlikle iyi bir seçim.

Ayşe'nin Kitap Kulübü dedi ki...

Merhabalar...

Hala başucu kitaplarından biridir bu 3 ciltlik kitap... Bir süre sonra sizin de olacaktır sanırım.
İyi okumalar
Sevgiler
Billur

Unknown dedi ki...

Sevgili Kitap Kurdu ve Billur, teşekkür ederim yorumlarınız için.
Kesinlikle iyi bir kitaptı ve devamı da okunacak inşallah.

sevgiler...