Çarşamba, Mart 23, 2011

Şibumi/Trevanian'la yola devam edecek iken...
Ertelenmiş bir okuma... Okuma listesine uzun süre önce eklenmişti halbuki hem de yoğun bir istekle. Kütüphanede rastladığım gün notumu düşmüştüm kenara. Ama okumadım, elemanı olduğumuz şu çetrefilli hayatın gelgitleri, şimdi yapacağım gibi satır arasına gizlenen bir ölüm, dünyanın negatif enerji yayan atmosferi, her anlamda sıkıntı, devrilen bir yaş daha, takvimden bir yıl daha derken geriye dönüp bakan gözlerin boşluğu... Dengesiz, karamsar, çökmüş, bedbin işte böyle bir haleti ruhiyede kitap limanıma sığınmadım, yapmam gerekirdi oysa. Benim için uzun sayılacak bir süre hiçbir kitabın kapağını açmadım, okumadım hiçbir şey, haftasonu kahvaltıları eşliğinde okunan gazete yığınları hariç. Ve baktım ki zihnim çöplüğe dönmüş, vakit temizlik vaktidir dedim öyleyse. Merak ettiğin şu yazarla tanış, şu meşhur kitabını da bir oku hele belki iyi gelir, şöyle bir silkinip kendine gelirsin, en azından denersin... telkin, telkin ve telkin...
Velhasıl, geldim. Şibumi'yi okudum, yakında da yazarım belki. Pazar günü YGS'ye gireceğim inşallah. Aslında üniversite giriş sınavı konusunda epey tecrübeliyim ama yine de biliyorum ki sınav günü karnıma ağrılar girecek yine. Tatlı bir heyecan olacak benim için, 29 yaşında üniversite sınavına giriyorum, ne için? Hep istediğim edebiyat bölümünü okumak için. Açıköğretim yazacağımdan tek sınav yeterli olacak. Bir an önce şu sınav olsun, bitsin, sonuçlar açıklansın hatta yerleştirmeler yapılsın telaşındayım.
Bencil davranacağım, kayıtsız kalacağım, duymayacağım, görmeyeceğim, işitmeyeceğim bir süre.
"Mış gibi" yaşayacağım belki, çünkü hem ülkem hem dünya haberleri yoruyor beni.
Kukla mıyım/mıyız? Domino taşı mıyım/mıyız? Sürüden miyim/miyiz?
Allah aşkına neyim ben/neyiz biz?...

3 yorum:

Berrin dedi ki...

of of of aynı duygulara sahıpız demek kı su sıralar :)
okumanın yası yok. bende de var buna benzer fıkırler.
ama neyı neresınden tutsam bılmıyorum. muzmın bır yorgunluk..

kıtap okumuyorum okuyamıyorum bır suredır. ruh halım musaıt degıl sanırım. oysa sadece kıtaplarla nefes alabılen ben..

ayrıca agzımın suyunu akıtacak bır kıtapta bulamıyorum..
ses verdıgıne sevındım..
sular bulanmadan durulmaz derler ya.
kısa surede cok ıyı ol.

N.Narda dedi ki...

Bir devri daim bu hayat, galiba...Geçiyor ama izler bırakarak...Bu aralar bende de "okuyamama", "tahammül edememe" hali, o yüzden sizi anladığımı sanıyorum...

Sınavınız da iyi geçmiştir umarım. Ve sizinki iyi bir şey, istediğiniz için tekrara sınava girmek...Bu ciddi bir cesaret ve azim bana göre...

SERAP dedi ki...

Farklı yerlerde,farklı şeyler yaşıyoruz,birbirimizden çok farklıyız ve bilmediğimiz tüm farklılıklara rağmen aynı ruh halini anlatıyoruz kelimelerle...ben toparlanmaya çalışıyorum ama o kadar geldim,başlıyorum yazısından sonra emin olmadan bloğa yazacak gücüm yok...en azından sen başlamışsın...bende denesem mi acaba?

Bu arada sınav nasıldı?