Cumartesi, Mayıs 14, 2011






Sergüzeşt-i Şizofren






birinci gün...
(güneş henüz doğmakta)

Yanıma sadece bir kitap alabileceğimi söyledi. Sadece bir kitap. Bu uzun yolculuk için bir kitabın yeterli olmayacağını söyledim ona ama "Kurallara uymalısın" dedi "Hem yolculuk süresince okuyacağın başka kitapların da olacak ama sen yanında bir kitap getirmelisin ve kitabını iyi seçmeni öneririm. Diğer kitaplar da sana yol gösterecek elbet ama seçtiğin kitap seni çıkışa ulaştıracak, haberin olsun" dediğinde çok zor bir tercihle başbaşa bırakıldığımı anladım. O beni dışarda bekleyeceğini söylerek yanımdan ayrılınca küçük kitaplığımın başına geçtim. Neyi seçsem... roman mı, şiir mi, hikaye mi önce türü belirlemem gerekti. Çok düşünmeden romanı seçtim. Peki nasıl bir roman seçsem... polisiye, aşk, gerilim, fantastik, komedi, dram... Tabi o zaman başıma geleceklerden haberim olmadığından kitaplığımdaki roman köşesinden gözümü kapayarak bir kitap seçtim. Doktor Freddy -ona bu adı taktım, kabusum oldu- bana günlük tutmam için bu defteri verdiğinde kendisinin klinik dediği ama getirildiğimde çoktan uyutulmuş olduğum için nerede olduğumu bilmediğim bu odada gözlerimi açmamın üzerinden tam yedi gün geçmişti. Günlüğümü okumayacağını hatta buradan iyileşmiş biçimde çıkacağım gün onu da yanımda götürebileceğimi söyledi. Ona inanmalı mıyım bilmiyorum ama şimdilik en iyisi onun sözünü dinlemek.

İlk gün bana hiç yiyecek vermedi. Neymiş efendim, bağırsakların temizlenmesi için bu gerekliymiş. Yedi gün boyunca bedeni arındırma programı uyguladık onun deyişiyle. Gerçi ilk günün ardından hiç yemek vermedi diyemem bu ona büyük haksızlık olur, ikinci gün elinde elma, greyfurt ve kuru incirle geldiğinde mal bulmuş bedevi gibi sevinmiştim. Açlığa çok fazla dayanamam ben, en fazla dört saat boş kalabilir midem, sonra çanlar benim için çalmaya başlar. Ye, ye, ye. Zaten Bay Freddy de fazla kilolarından muzdarip beni gördüğünde, planının ilk maddesinine şunu eklemiştir muhakkak:
"Denek buzdolabından ağır, ilk hedef deneği buzdolabıyla aynı kiloya getirmek.
Dipnot 1:Denek pazartesi mağduru.
Dipnot 2: Zayıflama programına salı günü başlanacak."

Yani tahminimce böyledir. Gerçi doktorun espri anlayışı hangi düzeyde onu bilmiyorum ama görüntüde Peter Lorre'un klon hali olmaktan yaklaşık on santimle kurtulduğuna inanıyorum.
Arsenic and Old Lace'deki hapishane kaçkını ayyaş doktor, bilseydim başıma bu çorapları öreceğini, izler miydim seni? Dur bir dakika, yoksa ortada bir dümen var da serdümen de İbrahim Kurban mı? Hani şu Afilli Filintalardan, Nuh Tufan'ın işbirlikçisi. Maske yapıp voleyi vuruyorlardı, hoş kendileri de namlunun ucundaydı ya, o kısım değil konu. Diyorum ki Turgut Özatay maskesi yapan o eller neden Peter Lorre yapmasın ki, bir siparişe bakar.
Şimdi bizim doktor Freddy, Peter Lorre maskesi takan sahte diplomalı bir doktor olabilir mesela, hayatta her şey mümkün. (ihtimaller zinciri: halka 1.)

görsel: Louis Wain

1 yorum:

N.Narda dedi ki...

Başlangıç fena değil. Bakalım neler olacak?