Pazartesi, Temmuz 02, 2007


ARABA SEVDASI

Recaizade Mahmut Ekrem

Türk Klasiklerinden biri...
Tanzimat sonrası gelişen alaturka-alafranga arası yaşamın getirdiği gariplikler, özentiler ve meşhur araba sevdası.
Ana karakter Bihruz Bey, yalan söylemeyi adet haline getiren Keşfi Bey,Periveş Hanım, Fransızca hocası paragöz Mösyö Piyer...Öyle bir özentidir ki Frenkçe yaşamaya, konuşmaya kendi annesi bile kimi zaman söylediklerini anlayamaz Bihruz Bey'in. Annesine bile kendi sözünü tercüme etmek durumunda kalır kimi zaman.Kendi dilinde bir şiiri anlayamaz; Arapça, Farsça kelimeleri çıkaramaz, Fransızca düşünür. Bütün hayatı lüks arabası ve iyi koşum atlarıyla en iyi araba takımlarıyla mesire yerlerinde boy göstermek olan mirasyedi Bihruz Bey'in yine Çamlıca bahçesinde gezerken gördüğü Periveş Hanım'a olan tutkusuyla hayatı yeni bir şekil alır. Bir kere bir-iki cümle konuşup bir mektup verir eline. Mektubun cevabı için iki ay bekler. Bu arada Periveş Hanım'la aralarında birşeyler olduğunu düşündüğü arkadaşı Keşfi Bey, iki ay içinde yalanlarını sıralar Bihruz Bey'e. Böylece Bihruz Bey'in aşk ve sıkıntıyla geçecek günleri başlar. Öğrendiği-aslında Keşfi Bey'in en büyük yalanı-bir haberle sarsılır ve vicdan azabı çekmeye başlar. Ama kitabın sonundaki gülünç sona gelince Bihruz Bey'in nasıl Keşfi Bey'in yalanlarına inandığı, bütün üzüntülerinin boş olduğunu görünce güler misin ağlar mısın durumuna düşüceğinizi söyleyebilirim.

Eser çok başarılı bir eser değil ama bir ilk olduğu ve dönemi oldukça ironik bir şekilde anlattığı için okunabilir. Kitapta fazlasıyla Fransızca kelime var, en basit tepkiyi bile Fransızca vermiş: O Mon Dieu!(Tanrım) gibi...Konu ve dönem itibariyle gerekli olduğu şüphesiz ama yine de çok fazla olduğunu düşünüyorum. Klasik okumayı sevenlere tavsiye olunur.

Hiç yorum yok: