Çarşamba, Temmuz 18, 2007



çekingen ceviz...

Çekingen, içine kapanık bir çocuktum, hala da bu huyumdan vazgeçtiğimi söyleyemem. Öyle sürekli güleç, arkadaş çevresi bol, fazla popüler biri olmadım hiç. Bazen imrenirdim öyle insanlara ama içimdeki o kabuğu da kıramazdım. Bir ceviz düşünün: Hayatım benim kabuğumdu, kabuğun içinde cevizi çevreleyen zar ise yaşamaya mecbur kılındığım, ipi kendi elinde olmayan kuklanın yaşadığı her neyse oydu. Ben o zarı aşıp ikinci bir hayata geçemedim. Yeni güne uyandığımda "yeni bir hayat" diyemedim, çünkü her birimiz gibi ben de seçemedim seçme imkanım olmayan pek çok şeyi. Ben çekingendim, kırılgandım. Ruhum çoğu zaman yalnızdı. Bu karakteri bir elbise gibi üzerimden çıkarıp yeni bir ebise giyer gibi yeni bir karakter giyemedim üzerime. Karakterim bana yapışık bir uzuv misali hep benimleydi, değiştiremiyordum. Yalan da olsa, oyun da olsa bütün yaşam, kıramıyordum kabuğu.
Bir yanım daima üzgün, bir yanımsa rahattı; hiç riyakar olmadım, olmamaya çalıştım. Sevmiyorsam sevmiyordum, sever gibi yapmıyordum. Dedim ya çekingendim, bir halkayı kırarsam belki zincirin diğer halkaları da açılırdı, yapamıyordum, çekingen halkalarımı kıramıyordum. Ben bu sevimsiz özellikle doğmuştum, değişemiyordum. Hatta lise sıralarındayken bu çekingenliğime bir de kılıf uydurmuştum: "Benim prensiplerim var"... Çoğu durumda bu sözümü ortaya atıyordum öyleki bu sözüm okul yıllığına bile geçti. Bu nahoş huyum hayatımda pek çok şeyi yapmama engel oldu. Yeteneklerim vardı, isteğim de ama bu huyumu üzerimden atacak cesaretim yoktu. Teker teker kendim kapattım kapıları yüzüme. Şimdi dönüp arkama bakıyorum, kötü etmişim. Keşke... Ah bu "keşke"leri bu kadar çok kullanmasam, keşke...


Diyeceğim odur ki eğer sizde de varsa, atın bu melun huyu üzerinizden. Ağırbaşlılık ve çekingenlik birbirine benzer gibi gelir bize ama ağırbaşlılık saygıdan, çekingenlikse korkudan beslenir. Korkularım dev karınca, beynimi koca bir şekere yeğleyen...
Ben bu ceviz kostümümle yaşamaya devam etsem de, kabukta delikler açmayı da başardım.
Belki de artık kendime güvenmemin zamanı gelmiştir...


tablo Picasso'nun Jacquelin Roque tablosu...

Hiç yorum yok: