Perşembe, Haziran 19, 2008


merdiven

- dizlerim ki yürütürdü beni o sarı patikada...-

Çıkamam... Bir basamak dahi çıkamam. Takatten düşen bedenle esrimiş ruhun gelgiti kaç türlüdür, bilir misin?
Yorgunum, yeniğim, çıkamam... Eteklerime gümüşî yaprakları da dizsem şair gibi, mümkünü yok, çıkamam...

Ateşböcekleri fener alayı gibi dizilmişler yine. Oysa aydınlanmaz karanlıktaki ölü ruh...
Yok...İmkansızı düşlemekten başka birşey değil isteğin. Çıkamam ben bu dik merdiveni...

Hangi eldiven örter ellerimin dikenlerini? Hangi ses bastırır aheste işleyen kalbimin ninnisini?

Zihnim yorgun ziyadesiyle, fikrim yorgun... Eklemsiz düşünemez, bağlaçsız cümleler kuramazken peşime düşen bu yılgınlık, dudağımın ucuna damlatılmış yaşam iksiri buharlaşmamışken daha, henüz yolu yarılamamışken, iç pencerelerime kadar sokulan bu delibaş yenilgi geçit vermiyor adımlarıma.

Yenik düşmeseydim, yılmasaydım ey basamaklara üleşmiş merdiven, iletir miydin beni göğün yedi katına?...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çok güzel müthiş bayıldım