Cumartesi, Mayıs 14, 2011









Sergüzeşt-i Şizofren

beşinci gün, swatchuma su kaçtı, (impossible!)

Sevgili Peter, bu mektubu sana Clara’nın evinden yazıyorum. Büyükbabamı, seni, Alpleri, kuzuları, köpeği hatta mor inekleri çok özledim. Burada günlerim "yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar" türküsünü söyleyerek ve Clara'nın kaprislerine boyun eğerek geçiyor. Şafak çizelgeme bir çizik daha attım. Valla ben samandan da olsa kendi yatağımı çok özledim. Benim köyümün samanı bile bir başka güzel. İmza: Heidi

Doktorum Peter’le aralarında sadece isim benzerliği var, farkındayım kaldı ki ben de kırmızı yanaklı Heidi değilim. Güneş görmemiş bir konak kızı kadar beyazım. Ve çocukluk çağım çok gerilerde kaldı. Bugün Freddy biraz geç gelecek. Yatırılması gereken faturaları varmış. Pes, sen o kadar oku, doktor ol, git fatura kuyruğunda bekle. İnternet bankacılığı denen bir şey var, var da eski toprak doktorumun bundan haberi var mı işte orası meçhul. Yani bugün Edmond’la zaman geçireceğim. Ben davet ettim, o davetime icabet edecek mi derken iki yaprak okuduktan sonra geldi yanıma. "Küstüm ben bu savcı Vilfor’a" dedi "Hayırdır, sabah sabah kimler üzmüş benim Edmond’u mu?" dedim. " Vilfor alçağı, İf’e gönderdi beni. Yarı açık olmasına da razıydım. Off Mercedes ne haldedir şimdi?"

"Bak Edmond’um, Dantes’im, ne küsmesi, intikam duyacaksın, intikam. İntikam soğuk yenen bir yemektir, şu yemeği on dört yıl ısıtma. Çıkınca temcit pilavı gibi istediğin kadar ısıtırsın. Maceranı altı kere okudum, her şey güzel olacak diyorum, yüreğini ferah tut diyorum. Kısmetin açık diyorum, falında dev gibi balıklar var diyorum, azıcık sık dişini. Hem 14 yıl çabuk geçer, topu topu birkaç yüz sayfa.". "Demesi kolay, ne güzel Mercedes’le evlenip çoluk çocuğa karışacaktım, ühühhü". "Sana Mercedes’ten başka kız mı yok, ne balık hafızalısın ya, boynuzladı seni diyorum hem de Fernand’la.". "Deme öyle, öyle deme". "Edmond kuzum, sen dizi mi izliyorsun yoksa?". "O ne?". "Neyse boşver, şimdi söylerim de Shawshank kaçkını damlar yine "Andy Dufresne’in suçu ne diye, hiç çekemem". "Senin benden başka arkadaşların mı var, bari seni paylaşmasaydım off". "oooo, msn, facebook...Eskisi, yenisi bir sürü arkadaşım var ama genelde çevrimdışıyım.". "Hı?" "Boşver, önemsiz bir mevzu. Edmond, Cary Grant’ı bilir misin?" . "O kim, nerenin kontu, yoksa prens falan mı" . "Üstüne bastın, gönlümün prensi". " Hadii, ateş bacayı sarmış o zaman. İzdivaç ne vakit?". "Senin dediğin tv’de öğle programı. Hem Cary çoktan toprak oldu.". "Bir ölüyü mü seviyorsun yani". "Hayır canikom, sadece hayal kurmayı seviyordum ta ki sen hayalimin içine edene kadar.". "Kalbimi kırıyorsun."

"Biliyor musun Edmond, ben küçükken bizim mahallede Hezime Teyze diye kırık çıkıkçı bir kadın vardı. Her türlü kırığı çıkığı iyi ederdi de bir kırık kalplere merhem olamazdı. En başta da kendinin. Hezime Teyze hezimete uğradı çekti gitti dünyadan.". "Ne oldu, ne geldi başına yoksa o da benim gibi iftiraya mı uğradı?". "Oyy oyy yordun beni Edmond. Oldu, hezimet deyince hemen aklına iftira gelsin. Kalbi rahatsızdı kadının, kalbine pil takmışlardı. Meğer Çin malı pil takmışlar, kadın bir yıl geçmedi öteki dünyaya intikal etti. Tabi şimdi sen, kalp pili mi diyeceksin, deme Edmond, valla deme, ölümü gör deme." . Biz Edmond’la hasbihal halindeyiz elinde sazı Âşık Veysel gelmesin mi yanımıza. "Buyur üstad" dedim "Şöyle söyle de kalp gözümüz açılsın." O da kırmadı beni, toprağı bol olsun "Dost dost diye nice nicesine sarıldım, benim sadık yârim kara topraktır. Beyhude dolandım ey dost boşa yoruldum, benim sadık yârim kara topraktır, kara topraktır..." diye mest etti bizi. Devam etti "Aldanma cahilin kuru lafına, kültürsüz insanın kulu yalandır. Hükmetse dünyanın her tarafına, arzusu hedefi yolu yalandır". "Ah be hocam, bugünü mü gördün, sana kör diyenler, asıl onlar körmüş hocam, verin elinizi öpeyim.". Öptüm toprak kokan ellerini, güle güle ey Âşık Veysel, toprağın bol olsun, mekanın cennet olsun".

Edmond içlendi tabi, ne de olsa hislidir, kalbi temizdir. Ah Edmond, benim toprağımdan bir Âşık Veysel geçti, bilir misin sen?

görsel: Edmond Dantes (James Caviezel)

Hiç yorum yok: